Lİ-Lİ
Olay, uzun yıllar önce Çin’de yaşandı.
Li-Li adlı bir kız evlendi ve kocası ve kayınvalidesi ile birlikte yaşamaya
başladı. Kısa bir süre sonra Li-Li, kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor
olduğunu anladı. İkisinin kişiliği tamamen farklıydı, bu da onların sık sık
kavga edip tartışmalarına yol açıyordu. Çin geleneklerine göre bu hoş bir
davranış değildi ve çevrenin tepkisini çekmişti. Birkaç ay sonra bitmez tükenmez
gelin-kaynana kavgalarından dolayı ev ortamı dayanılmaz hale gelmişti. Artık bir
şeyler yapmak gerektiğine inanan genç kadın, doğruca babasının arkadaşı olan
baharatçıya koştu ve derdini anlattı.
Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı
bir ilaç hazırladı ve bunu kayınvalidesi için yaptığı yemeklerin içine, 3 ay
boyunca, her gün azar azar koymasını söyledi. Zehir az az verilecek, böylece
kayınvalideyi gelinin öldürdüğü belli olmayacaktı. Yaşlı adam, genç kadına şüphe
çekmemek için kayınvalidesine çok iyi davranmasını, ona en güzel yemekleri
yapmasını tembih etti. Sevinç içinde eve dönen Li-Li yaşlı adamın söylediklerini
aynen uyguladı. Her gün en güzel yemekleri yaparak kayınvalidesinin tabağına
zehri azar azar damlattı. Kimse şüphelenmesin diye de ona çok iyi davrandı. Bir
süre sonra kayınvalidesi de bu güzel davranışlar karşısında oldukça değişti ve
Li-Li’ye kendi kızı gibi davranmaya başladı.
Evde artık barış rüzgârları
esiyordu. Genç kadın kendisini ağır bir yük altında hissetti. Yaptıklarından
pişman bir vaziyette baharatçı dükkânının yolunu tuttu ve yaşlı adama, o ana
kadar kayınvalidesine verdiği zehirleri, onun kanından temizleyecek bir iksir
için yalvardı. Yaşlı kadının ölmesini artık istemiyordu.
Yaşlı adam,
gözyaşları içinde konuşan Li-Li’ye baktı ve kahkahalarla gülmeye başladı.
“Sevgili Li-Li” dedi. “Sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa
kayınvalideni sadece daha da güçlendirdin, hepsi bu. Gerçek zehir ise senin
beyninde olandı. Sen kayınvalidene iyi davrandıkça o zehir de dağıldı ve yerini
sevgiye bıraktı. Böylece siz gerçek ana-kız oldunuz.”
|